• Filtreler
  • Sırala
    ...
  • Armut

    Memleketimizin her yerinde yetişen küçük çekirdekli, tatlı sulu, lezzetli bir meyve. Çiçekleri beyazdır. Elma ve ayva ile aynı özelliğe sahiptir. Yenilen etli kısmı çiçek ekseninin etleşmesinden meydana gelmiş “yalancı meyva” kısmıdır. İçinde bulunan şekerli maddeler, A, B1, B2 ve C vitaminleri sayesinde besleyici ve ferahlık vericidir.

    Armut, çekirdekten aşı ile üretilir. Tabii olarak yetişen “ahlat” (Pyrus elaeagnifolia) denilen yabani armut ağaçlarına iyi cins aşı yapmak suretiyle de elde edilir.

    Başlıca üç çeşidi vardır:

    a) Kış armudu: Ankara armudu, Azdavay armudu, Malatya armudu, Tokat (çiçek) armudu, sarı armut gibi çeşitleri bulunur.

    b) Güz armudu: Hacı Hamza, Hamidüsükkari gibi çeşitleri vardır.

    c) Yaz armudu: Göksulu, Ürüngüs, Akça armut gibi çeşitleri mevcuttur.

  • Ayva

    Ayva üretimi

    10 ile 1000 m arasındaki yüksekliklerde hemen her bölgede yetiştirilebilir. Kumlu-tınlı sıcak ve geçirgen topraklarda yetişir. Üretimi, tohumla, kök sürgünleri ve çelikle yapılır.

    Ayva yetiştiriciliğinin Anadolu`dan Yunanistan ve İtalya`ya geçtiği, Milattan önce 650 yılında Yunanistan`da yetiştirildiği ve oradan diğer Avrupa ülkelerine yayıldığı tarihi araştırmalardan anlaşılmaktadır. Ayvaya bu gün Avustralya hariç tüm dünya ülkelerinde rastlanabilmektedir.

  • Balkabağı

    Lif yönünden zengin bir meyvedir.Potasyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir gibi madensel elementler içermektedir. Türk mutfağında en yaygın kullanım şekli Kabak tatlısıdır. Turuncu renkli bal kabakları ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde kutlanan Cadılar Bayramının sembolüdür. Balkabağı ile cadılar bayramı için güzel süslemeler de yapılabilmektedir. Aynı zamanda kabak bitkisinin çekirdekleri de yemiş olarak halk arasında çok sevilmektedir.

  • Çarliston Biber

    Biberden yüksek kaliteli ve bereketli mahsül almak istendiğinde, çiftlik gübresine ilave olarak dönüm başına 30 kg amonyum sülfat, 39 kg süper fosfat ve 25 kg potasyum sülfat gibi kimyevi gübreler de kullanılır.

  • Chili Biber

    Bu kimyevi gübrelerin 2/3’ü fideler yerlerine dikilmeden evvel, 1/3’ü fideler yerlerine dikildikten sonra, çapalama esnasında verilip, toprağa karıştırılmalı ve arkasından sulanmalıdır.

  • Dolmalık Biber

    Biber, güneşi, sıcağı ve rutubeti sever. Besin maddelerince zengin, kumlu-killi topraklarda iyi yetişir. Bol miktarda çiftlik gübresine ihtiyacı vardır.

  • Domates

    Domatesin Morfolojik Özellikleri

    Yaprakçık bulunur. Yapraklar tüylüdür. 1-2 cm uzunluğunda ve genellikle sarı olan domates çiçekleri bir sap üzerinde 3-12 adettir. Genellilke kırmızı, yenilebilen meyvesi yabani bitkilerde 1-2 cm çapında iken, kültür bitkilerinde daha büyüktür.

     

    Domatesin faydaları

    • Cildi koruyor, yaşlanmayı geciktiriyor,
    • Kolesterolü düşürüyor
    • Kanama eğilimini azaltıyor damar duvarını genişletiyor
    • Katarakt oluşumunu geciktiriyor
    • Yaşlılığa bağlı görme sorunlarını önlüyor
    • Romatizmal sorunları azaltıyor
    • Bağışıklık sistemini güçlendiriyor
    • A, C ve E vitamin gibi antioksidan içeriğiyle kansere yakalanma riskini azaltıyor
    • Kalp hastalıklarına yakalanma, felç geçirme tehlikesini önlüyor.
  • Erik

    Mart-nisan ayları arasında beyaz renkli çiçekler açan, çalımsı veya yüksek ağaçlar. Anavatanı Anadolu olan erikler, dünyanın değişik iklim bölgelerine göçler ve harpler sebebiyle adapte olmuşlardır. Bütün dünyadaki erik çeşitlerinin sayısı, iki binden fazladır. Memleketimizde yetiştirilen çeşitlerin sayısı da iki yüzün üstündedir.

    Erikler olgunluk zamanlarına, kullanma şekillerine göre çeşitlere ayrılır. Türkiye Milli Bağ-Bahçe Komitesinin memleketimizde yetiştirilmesini tavsiye ettiği çeşitler; Can, Santa Roja, Red Kennen, Climax, Formasa, Reine Claude Violette, Reine Claude Verte, President, Giant, Red Heart, Stanley, Köstendil, Karagöynük, Üryani, D’Agant’tır.

    Erik ağaçları tür ve çeşitlerine göre iri boylu ağaçları teşkil ettikleri gibi, küçük boylu ağaçlar veya çalı şeklinde olanları da vardır.

    Kullanıldığı yerler: Meyvelerinde şekerler, pektin ve organik asitler vardır. Meyve olarak yenir. Kurutularak hoşaf ve çeşitli yörelerde değişik pestil yapımında kullanılır.

    Meyvesinin olgunlaşma dönemleri göz önüne alınarak erikler; erkenci caneriği (P. cerasifera), yaz ortalarında olgunlaşan Japon ya da italyan eriği (P. salicina) ve ağustosta olgunlaşmaya başlayan Avrupa eriği (P. domestica) ana gruplarına ayrılır. Bu gruplarda yer alan türlerdeki ağaçlar, 4-12 m. kadar boylanabilir. Erik ağaçları, türlerine göre sık ya da seyrek dallı; kimi türlerde dallar dikenli kimilerinde de dikensizdir.

  • Fasülye

    Tropikal ve subtropikal bölgelerde yetişen eski ve önemli bir sebze. Vatanı GüneyAmerika’dır.Amerika’da yetişen 200 kadar türü vardır. Bütün dünyaya yayılmış olup, sebze olarak yetiştirilmektedir. Fasulye, tırmanıcı ve bir yıllık bir bitkidir. Yaprakları üçlüdür.

    Çiçekleri ve meyvesi bezelyeninki gibidir. Fasulye, sırık fasulyesi ve bodur fasulye olmak üzere başlıca iki gruba ayrılır.Sırık fasulyesinin çalı, boncuk, barbunya; bodur fasulyesinin ise, yer fasulyesi ve ferasetsiz fasulye gibi çeşitleri vardır. Bu çeşitler kısaca açıklanırsa:

    Çalı fasulyesi; tohumu beyaz, körpesi kılçıksız, makbul ve lezzetlidir. Boncuk fasulyesi; tohumu bej renginde, yuvarlak veya oval kılçıksızdır. Barbunya fasulyesi; daha çok kuru olarak yenir.Tohumları kırmızı beneklidir. Ferasetsiz fasulye; yalnız yeşili makbuldür, kılçıksızdır. Kuru fasulye olarak yenen çeşitleri barbunya, şeker fasulyesi, selanik fasulyesi, börülcedir. Soya fasulyesi;Çin ve Japonya’da geniş tarımı yapılan, besin değeri bakımından yüksek olan bir bitkidir. Soya fasulyesi protein ve yağ bakımından zengindir. B-E vitaminleri vardır. Kavrulmuş taneleri kahve lezzetindedir.

    Fasulye hemen her yerde yetişirse de killi, kumlu, nemli toprakları çok sever.Ilık yerlerde çok iyi yetişen fasulye, kışı 3-4°C den aşağı olmayan yerlerde sonbaharda ekilir. Ürünü ilkbaharda ve yazın alınır.Soğuk yörelerde ise dikim mevsimi şubattır. Bizde Özellikle Akdeniz bölgesinde seralarda yetiştirilen fasulyelerin ürünü ilkbaharın başında alınabilmektedir.Aynı topraktan senede iki defa ürün alınabilir.

  • Hıyar

    Hıyar çok muntazam su isteyen bir bitkidir. Eğer bol suyu köklerinden alamazsa acılık yapar. Sulamayı, zamanında ve yeterince yapmak lazımdır. Ayrıca öz su damarları zedelenmemelidir. Zira bu da acılığa sebeb olur. Kötü bakım, kötü hava şartları, susuzluk, kartlaşma, kök ve gövde üzerinde eziklik ve yaralanma acılığın belli başlı sebepleridir.

  • İncir

    İncir, dutgiller (Moraceae) familyasına dahil olan Ficus cinsinin içerdiği yaklaşık 800 kadar tür içinde ticari öneme sahip meyve veren tek bitkidir. Dünya’daki en büyük üreticisi Türkiye’dir. Türkiye’de en fazla Aydın ve İzmir yöresinde yetiştirilir. En kaliteli incirler Atca nin Uzunlar Koyu nde yetistirilmektedir.

  • Ispanak ve Pırasa

    Kış sebzesi olarak yetiştirilen, iki evcikli, kazık köklü, otsu bir bitki. Mutedil, serin rutubetli havalardan hoşlanır. -5 dereceden sonra zarar görmeye başlar. Kurak ve sıcaklık ise yapraklarını sertleştirip tohuma kalkmasını teşvik eder. Bu sebeble ziraatı sonbahar ile ilkbahar arasında yapılır.

    Memleketimizde sonbaharda ekimi yapılır. İki-üç ay içerisinde ürün alınır. Kumlu-killi ve gübreli topraklarda iyi ürün alınabilir. Dikenli ve dikensiz tohumlu iki çeşidi vardır.

    Dikenli ıspanak: Tohumları köşeli ve dikenli, yaprakları yırtmaçlı, uçları ise mızrak gibidir. Kışa dayanıklı (-8, -10 dereceye dayanır), lezzetlidir.

    Dikensiz ıspanak: Tohumları dikensiz, yuvarlakça, yaprakları geniş ve yırtmaçsız ince naziktir. En fazla ekilen bu çeşittir.

    Tohum elde etmek için, kış sonunda seyrek olarak ve tercihen çizgiye ekilen tohumlardan elde edilen fideler seyreltilir. İlkbaharda büyüyüp gelişir. Yaz sıcaklarında çiçeğe kalkar, döllenme bitip tohum bağlayınca erkek çiçek açmış olanlar sökülüp atılır. Sararıp olgunlaşan tohumlar çiçek saplarıyla kesilip iyice kurutulduktan sonra ovalanıp temizlenir. Tohum olarak kullanılır.

  • Kabak

    Kabak
    Meyveları sebze olarak yenen, otsu bir bitkidir. Yıllık bitkilerdendir, yani her yıl yeni baştan üretilir. Kabak memleketimizde çok yetiştirilir. Gövdesi, yaprakları sert kıllarla örtülüdür. Gövde ya yerde sürünür, ya da sülüklerle tutunarak tırmanır. Büyük, sarı çiçekler açar. Ana sap üzerinde erkek, yan dallar üzerinde de dişi çiçekler bulunur.

    Kabağın meyvesi, yenilen kısmıdır. Olgunlaşan meyvenin ortasında bir boşluk meydana gelir. Bu boşlukta birbirlerine liflerle tutturulmuş çekirdekler bulunur.

    Kabağın birçok çeşitleri vardır. Başlıcaları şunlardır: Sakız kabağı Beyaz etli, makbul bir kabaktır. 20 – 30 cm. uzunluğunda kadardır. Bunun siyah kabuklu olanlarına «Girit kabağı” denir. Bal kabağı Kestane kabağının bir cinsidir. Eti sarıdır. Bunların 40-50 kilogram gelenleri de vardır. Kabağın Yararları Kabakların içinde, cinslerine göre, az veya çok miktarda şekerli maddeler vardır. Bu bakımdan, kabak besinler arasında oldukça önemli bir yer tutar. Çekirdeği de kavrulup eğlencelik olarak yenir.

  • Karpuz

    Türkiye’de yetiştiği yerler: Hemen hemen her yerde. Daha çok Akdeniz bölgesi ülkelerinde yetişen bir bitkidir. Anavatanı Afrika’dır. Eski Mısırlılar zamanında karpuzun yetiştirildiği tesbit edilmiştir.

    Karpuz, mutedil iklimlerden hoşlanır, kumlu-killi, derin ve serin toprakları sever. Özellikle nehir ve göl kenarları karpuz ziraatına elverişlidir. Gübreyi çok sever. Çiftlik veya kuş gübresi verimi artırmada iyidir.

    Karpuzlar renk, şekil ve yetiştiği yere göre isim alırlar:

    1. Yeni dünya karpuzu: Marmara bölgesinde çok ekilir. Açık yeşil renkte ince kabuklu, koyu kırmızı, gevrek, tatlı ve etlidir. Çekirdekleri beyaz ve küçüktür.

    2. Alacalı karpuz: Açık yeşil kabuk üzerinde muntazam koyu lekeler vardır. Kabuğu gevrektir. Eti pembe kırmızı, çekirdekleri siyahtır.

    3. Kara karpuz: Kalın, koyu yeşil kabuklu, çok şekerli ve lezzetli, etinin orta kısmı buzlu gibi görüldüğünden karabuz karpuzu da denir. Çekirdekleri küçük ve kırmızı renklidir. Siyah olanları da vardır.

    4. Gülle karpuzu: Geç yetişen, kışlık bir çeşittir. Koyu yeşil renkte ve gülle şeklindedir.

    5. Vaşinkton karpuzu: Erken yetişen tatlı, kabuğu ince bir karpuz çeşidi.

    6. Diyarbakır karpuzu: Alaca yeşil, çok kalın kabuklu, yuvarlak ve söbü biçiminde, ortalama 20-30 kg gelebilen iriliktedir. 50-60 kg gelenleri de vardır. Fazla şekerli sayılmaz, eti de posalıdır.

    Kullanıldığı yerler: Tatlı, sulu, şifalı, ferahlatıcı bir meyve olan karpuz, vücuttaki toksinleri temizler ve böbrekteki kumları eriterek sıhhat ve zindelik kazandırır. Karpuzun keleklerinden turşu yapılır.

  • Kavun

    İlkbaharda küçük sarı çiçekler açan, yıllık, sürünücü, otsu bir yaz meyvesi. Sülükleri dallanmıştır. Yaprakları kalp ve böbrek şeklinde, 3-5 loblu, büyük ve tüylüdür.

    İlkbaharda küçük sarı çiçekler açan, yıllık, sürünücü, otsu bir yaz meyvesi. Sülükleri dallanmıştır. Yaprakları kalp ve böbrek şeklinde, 3-5 loblu, büyük ve tüylüdür.

  • Kiraz

    Nisan-mayıs aylarında, demet halinde pembemsi beyaz renkli çiçekler açan, kırmızı, etli ve sulu meyveleri olan ağaç. Çiçekler etlenerek fındık büyüklüğünde kiraz adı verilen meyveleri verirler. Meyveler, dallarda iki veya üçü bir arada demetler halinde bulunur ve iyice kızarıp olgunlaşınca toplanır.

    Fide kiraz ağacından, 5-6 yıldan önce meyve alınmaz. Bir kiraz ağacı, 60-70 yıl kadar yaşayabilir. Bir ağaçtan ortalama olarak, 20-50 kg kadar ürün alınabilir. Taze meyvesi az dayanır. Mevsim sonu, Özellikle yağışlardan sonra kurtlanır.

    Kullanıldığı yerler: Meyvesi taze olarak yenir. Hoşafı, reçel ve konservesi yapılır. Kiraz ağacı kabuğu kabız ve ateş düşürücü, çiçekleri göğüs yumuşatıcı, yaprakları ise müshil olarak halk arasında bazı bölgelerde kullanılmaktadır.

  • Kırmızı Chilli Biber

    Ülkemizde dolmalık, sivri, çarliston, domates, süs vb. türleri yetiştirilmektedir. Biber meyvesi taze olarak salatalara katılır, öylece yenilir; dolması ve turşuları yapılır.

  • Kuru Soğan

    Sofralarımızda en yaygın kullanılan sebzelerden biri olan soğan çok faydalı bir besindir. Besin değerleri zengindir. A, B ve C vitaminleri ile potasyum, magnezyum,kalsiyum, sodyum, iyot, fosfor ve kükürt mineralleri bakımından oldukça zengin olan soğanın içerdiği diğer etken maddeler sayesinde de pek çok hastalığa iyi gelmektedir.

  • Lahana

    Türkiye’de yetiştiği yerler: Yabani olarak Akdeniz bölgesidir. Kültürü her yerde geniş çapta yapılmaktadır.

    Sarı veya beyaz çiçekli, yıllık, iki yıllık ve çok yıllık, çoğu Akdeniz çevresi memleketlerinde yetişen ve yetiştirilen bir kış sebzesi. Mutedil-serin, sisli, yağışlı, rutubetli iklimleri sever. Fazla sıcak ve kuraklık, lahananın göbek bağlamasını güçleştirir, yaprakları sertleştirir. Killi, derin, serin ve kuvvetli toprak ister. Azotlu gübrelere ihtiyacı fazladır. Kolay göbek bağlaması kışa daha iyi dayanabilmesi, kendine has tadı olması için, fazla miktarda potas’a ihtiyaç duyar.

    Lahana cinslerini şöyle sıralayabiliriz:

    1. Kelle (baş) lahana: 2-6 kg ağırlığı olan, en çok yetiştirilen bir çeşittir.

    2. Kantar lahana: Orta, Güney ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı yerlerinde ekilir. Tanesi 15-30 kg gelebilir.

    3. Brüksel lahanası: Uzun gövdesine sıralanmış olan yapraklarının diplerinde bir fındık veya ceviz büyüklüğünde göbek bağlamış yumrulardan istifade edilir.

    4. Kara lahana: Karadeniz sahilinde pek fazla yetiştirilir. Göbek bağlamaz, körpe yaprakları çok lezzetli, baharlı, iştah açıcı, şifalıdır.

    5. Kırmızı lahana: Yaprakları kırmızı renktedir. Fazla iri olmaz. Sıkı göbek bağlar.

    6. Karnabahar: Lahananın bir çeşidi sayılabilir. Lahananın yapraklarından, karnabaharların çiçeklerinden faydalanılır. Karnabahar daha lezzetli, besince daha kuvvetlidir.

    Kullanıldığı yerler: Lahananın çeşitli tipleri pişirilerek yenildiği gibi pişirilmeden salata yerine yahut turşusu yapılarak yenir. Kalori bakımından pek zengin olmamakla beraber, vitamince zengindir. A,B,C vitaminleri bol bulunur. Lahana tohumları kurt düşürücü ve idrar söktürücü olarak kullanılır. Tohumlarından kolzayağı elde edilir.

  • Limon

    Mart-ekim ayları arasında beyazımsı-pembe renkli, güzel kokulu çiçekler açan, 3-5 m boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen küçük boylu ağaçlar. Vatanı Çin olup, Akdeniz bölgesinde geniş çapta yetiştirilir. Onuncu yüzyılda Araplar tarafından Avrupa’ya getirilmiştir.

    Yaprakları oval, tüysüz, parlak yeşil renklidir. Çiçeklerin taç ve çanak yaprakları beşer parçalıdır. Meyveleri oval şekilli, açık sarı renkli, üzeri parlak ve kabarcıklı, özel salgı cepleri olup, asitli bir özsuyu vardır. Tohumları oval şekilli, sarımsı renkli ve acı lezzetlidir.

    Kullanıldığı yerler

    Limonun meyve kabuğu, limon esansı ve usaresi kullanılır. Limon kabuğunda uçucu yağ, hesperidin acı madde ve tanenli maddeler vardır. Kabuğun içindeki beyaz kısma albeda adı verilir. Bundan petkin elde edilir. İştah açıcı ve sindirim kolaylaştırıcı olarak kullanılır.

    Taze meyve kabuklarını sıkmak suretiyle limon esansı elde edilir. 1500-3000 limondan 1 kg kadar esans elde edilir. Yeşil olanlar sarı ve olgun olanlarından daha fazla esans verir. Bileşiminde uçucu yağ vardır. Limonata yapımında, besin endüstrisinde, pasta ve şekercilikte, parfümeri ve sabun yapımında koku ve lezzet vermek üzere bazı preparatların bileşimine girer.

  • Mandalina

    Ilıman iklimde yetişmekte olan turunçgiller (Rutaceae) familyasına ait bir meyve türü. Turuncu, sarı renklerde olan mandalina, etli ve sulu bir yapıya sahiptir. Partakaldan daha küçük, toparlak veya yassı, sarı-turuncu renkli, usaresi tatlı, hoş kokulu bir meyve. Mandalina kabukları portakaldan ince olup, daha kolay soyulabilir, fakat az dayanır.

    Mandalina Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi, Doğu Karadeniz bölgesi. Ülkemizde Alanya, Antalya, Mersin, İskenderun (Dörtyol) ve Rize illerinde daha çok yetiştirilir.

    Kullanıldığı yerler; Meyveleri şeker, organik asitler ve bol miktarda C vitamini barındırır.

  • Maydonuz

    Maydonoz

    Ağustos-eylül ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, kazık köklü, 30-100 cm boylarında, iki yıllık otsu bir bitki. İlk yıl bir yaprak rozeti, ikinci yıl ise bir gövde meydana getirir. Rutubetli ve sulak toprakları sever. Gövdeleri dik, tüysüz, köşeli, içi boş ve çok dallı, yaprakları saplı, parçalı ve koyu yeşil renklidir. Çiçekler şemsiye şeklinde toplanmıştır. Yaprakları tüysüz, yeşilimsi, esmer renkli, armut şeklinde ve özel kokuludur.

    Tohum ile yetiştirilir. Yetiştirilmesine sonbahar veya kış sonunda başlanır. Serpme veya çizgi usulü ile metrekareye 2-5 gr tohum atılır. Çimlenmesi zor olduğundan, tohumun bir gün su içinde bırakılıp şişirilmesi iyi olur. Kumla karıştırılıp ekilir. Sık sık sulama ve ot alma yapılmalıdır. Mahsülü toplarken iyice dipten biçmemelidir.

    Kullanıldığı yerler: Kökü ve yaprakları kullanılır. Yapraklarda uçucu yağ ve glikozit, köklerinde ise uçucu yağ, şeker, müsilaj ve glikozit vardır. Yapraklar vitamin (A,C,K) bakımından zengindir. Yapraklar idrar söktürücü, midevi ve tansiyon yükseltici olarak kullanılır. Kök de aynı özelliklere sahiptir. Yaprakları yemeklere lezzet verici olarak da kullanılır. Taze yapraklar, papağan ve diğer kuşlar için tehlikelidir.

  • Nane

    Nane

    Nane, tohum veya kök sürgünleriyle yetiştirilir. Tohumlar ilkbaharda bir metre kareye 0,5 gr hesabıyla serpilir. Tohumlar derine ekilmez, biraz bastırmak yeterlidir. Kök sürgünleriyle yetiştirmede, sürgünler şubat-nisan aylarında dikilir. Nane tavaları sık sulanmalıdır. İki ayda nane gelişir ve yaprakları koparılabilir. Kışın nane tavalarına bol yanmış ahır gübresi verilebilir.

    Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları yaprakları, çiçekli dalları ile yapraklarından elde edilen uçucu yağdır. Yapraklar veya çiçekli dallar bitki çiçek açmaya başladığında toplanır ve demetler halinde gölgede kurutulur. Yapraklarda şekerler, reçineli maddeler, tanen ve uçucu yağ vardır. Uçucu yağda menthol, sineo, menthol esterleri, bazı organik asitler bulunur.

    Yaprakları çay halinde yatıştırıcı, midevi, gaz söktürücü, bulantıyı giderici olarak kullanılır. Bunun yanında çeşitli ilaçların terkibinde kullanıldığı gibi, yaprakları çiğ veya kurutulmuş olarak yemeklere konur. Nane esansı, çok miktarda zehir etkili olmasına karşılık az miktarı mide ağrılarına ve bulantılara karşı kullanılabilir. Nane uçucu yağı da oldukça fazla kullanılan bir yağdır.

  • Nar

    Haziran-temmuz aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, iki ile beş metre boylarında ağaççıklar. Gövdeleri gayri muntazamdır. Yapraklar karşılıklı, kısa saplı ve kırmızı kenarlıdır.

    Çiçekler

    kısmen sapsız, tek tek ve birkaçı birarada bulunur. Çanak yaprakları kırmızı renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre şeklinde ve portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kısmı, tohumlarının etli ve bol usareli olan kabuğudur.

    Kullanıldığı yerler

    Bitkinin tohumları meyve olarak yenildiği gibi, gövde-kök ve dal kabukları ile meyve kabuğu da tıbbi olarak kullanılır. Kök ve gövde kabuğu tanen, nişasta ve alkaloitler (pelletierin) taşır. Nar meyvesi kabuğu tanen, triterpenler ve az alkaloitler ihtiva eder.

    Nar ağacı kabuğu çok eskiden beri Özellikle barsak şeritlerine (tenyalara) karşı kullanılır. Yalnız zehirlenmelere yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Nar meyvesi kabuğu, ishale karşı (% 15’lik) çay halinde kullanılabilir. Ayrıca yün iplikler, sarımsı renklere boyanabilir. Hadis-i şerifte nar meyvesi medhedilmiştir: “Her narda bir damla cennet suyu vardır.” ve; “Narı içindeki zarı ile beraber yiyiniz, çünkü mideyi temizler.” buyrulmaktadır. Nar, çarpıntıya iyidir. Mideyi kuvvetlendirir. Et kısmı ile sıkılıp içilirse, safra söker, pekliği giderir.

  • Patlıcan

    Patlıcangiller (Solanaceae) familyasından, anayurdu Hindistan olan, iri mor meyveli, bir yıllık otsu bitkidir. Yaygın bir besin maddesi olan meyvesi genellikle mor, bazen de siyaha yakın renklidir. Beyaz olanlarına da rastlanır. Besleyici değeri fazla olmakla birlikte patlıcandan çok çeşitli sebze yemekleri yapılır.

    Bazı yörelerde turşu olarak da yararlanılır. Yetiştirilmesi kolaydır, sıcak yöreleri sever. Araplar aracılığıyla Avrupa’ya götürüldü. Türkiye’de en çok Akdeniz yöresinde yetiştirilir. Şubat-mart aylarında sıcak yastıklara, nisanda da sebze bahçelerinde fideler dikilir. Temmuzdan sonra ürün alınmaya başlanır.

    Patlıcanın bir çok çeşidi vardır: İstanbul kemer patlıcanı siyaha çalan mor renkli, kalın kabuklu, ince uzun bir çeşittir. Lezzetli ve verimlidir. Öteki türlere oranla çekirdeklidir. Bostan patlıcanı İzmir’de topan, Bursa’da tophane adlarıyla bilinir. Yuvarlak ya da oval yuvarlak biçimlidir. Ağırlığı birkaç kiloyu bulabilir. Rengi mor, çok ender olarak da beyaz, çekirdeği azdır. Adana patlıcanı çizgili mor renkli, sap tarafı ince uç tarafı geniş, verimli bir çeşittir. Halkapınar patlıcanı koyu mor renkli, üç tarafı sapa oranla daha dolgun turfanda yetiştirilen bir çeşittir.

  • Portakal

    Turunçgillerden bir meyve. Akdeniz çevresinde ve sıcaklık ortalaması 23° ila -3°C arasında olan yerlerde yetişen ağaçlardır. Bu ağaçların meyveleri portakal adını alır. Portakal meyveleri tam yuvarlak veya yumurta şeklindedir. Kabukları sarımsı turuncu renkte, hoş kokulu ve suyu mayhoş tatlıdır.

    Portakal ağacı genellikle 2-3 m boyundadır. Verdiği meyve de 500-600 civarındadır. Yaprakları sert ve düz kenarlıdır. Kökleri derine iner. Portakal çiçekleri beyaz, beş çanak ve taç yapraklı olup hoş kokuludur.

    Portakalın çekirdekli ve çekirdeksiz çeşitleri vardır. Çekirdeksiz cins olan Finike, Mersin ve Hatay’da yetişen “yafa portakalı” kalın kabuklu ve uzunca meyvelidir. Kabuklarından reçel yapılır. Dörtyol portakalı ise çekirdeklidir. İnce kabuklu ve suludur. Washington Ünlü olup çekirdeksizdir.

    Kullanıldığı yerler: Kabuklarından portakal esansı elde edilir. Bundan dolayı kabuk, çiçek ve yapraklarından parfümeride koku ve lezzet vermekte kullanılan uçucu yağlar elde edilir. Organik asitler, şekerler ve C vitamini yönünden zengindir. Ayrıca ilaçların terkibine de girerler. Gıda sanayiinde de oldukça kullanılır.

  • Şeftali

    Ilıman İklimi seven bir bitkidir.Genellikle 30 yıl yaşarlar. şeftali meyvesinin 2 çeşidi vardır. tüylü şeftali ve tüysüz şeftalidir.ülkemizde en çok bursa ve akdeniz bölgelerinde tarımı yapılır. ayrıca meyvenin suyu çıkarılarak meyve suyu yapılır. bu meyvenin ekonomik değeri yüksek olup çok tüketilmektedir. ağaç boyu genellikle 2 2,5 metre olup yaz mevsiminde meyve verirler.

    Şeftali ağacı ortalama 30 yıl yaşar, çok uzun ömürlü bir ağaç değildir. Bol sulu ve tatlı meyvesinin en önemli özelliği kabuğunun tüylü olmasıdır. Bu kadifemsi dokudan hoşlanmayanlar için nektarin denilen tüysüz bir çeşidi de vardır.Çekirdeği tek ve serttir.Çekirdeği kolay ayrılana yarma şeftali, ete yapışık olana et şeftalisi denir. Yarma şeftali genellikle taze meyve olarak tüketilir. Et şeftalisi ise konserve yapımında kullanılır.

    Ülkemizde beyaz ve sarı etli olarak bilinen iki tür vardır.
    Şeftali alırken özellikle hoş kokulu olmasına dikkat edin. Eğer olgun şeftali alacaksanız hemen tüketin. Olgunlaşmamış şeftalileri evde oda sıcaklığında bir kese kağıdı içinde 2-3 bekletirseniz olgunlaşmalarını sağlarsınız. Şeftalinin olgunlaştığını dokunduğunuzda yumuşamasından ve hoş kokusundan anlayabilirsiniz.

  • Şekerpare Kayısı

    Dünya yaş kayısı üretiminde Türkiye birinci sıradadır. Malatya kayısısı, Türk ekonomisinin önemli ihracat kalemlerinden biridir. Malatya dışında Erzincan ve Elazığ’da da ihracata yönelik kayısı üretimi yapılmaktadır. Kayısıların çoğunluğu kurutulmakta ve bu bölge dünya kuru kayısı üretiminin yaklaşık % 85-90’nını karşılamaktadır. Halen dünyada en yaygın olarak Anadolu’da (özellikle Malatya ve çevresinde) bulunur. Yağmurlama sistemiyle 10-12 gün aralıklarla sulanan kayısının % 85 gibi büyük kısmı kuru kayısı olarak dünya piyasasına verilir.

    Aslında şanslıyız çünkü dünyanın en büyük kayısı üreticisi Türkiye. Her zaman taze kayısı bulabileceğimizi biliyoruz. Şansımız sadece bununla sınırlı değil çünkü besin değeri oldukça yüksek olan kayısının sağlığa pek çok faydası bulunuyor. Bu faydaları arasında en çok bilineni kabızlığa iyi gelmesi ve bağırsak hareketi sağlamasıdır. Ayrıca göz sağlığının korunması, kalp sağlığının korunması, sağlıklı bir cilt ve saçlar için önerilen meyveler arasında yer alıyor. Bunlara ek olarak kayısı içerdiği besin lifi sayesinde tokluk hissini uzatır ve kilo vermenize yardımcı olabilir.

  • Silör

    Hıyar çeşitleri:

    1. Langa hıyarı: En fazla Marmara bölgesinde yetiştirilir. Yeşil renkte 30-40 cm kadar uzunlukta olup gevrek, çekirdeği az, lezzetli bir çeşittir.

    2. Kornişon hıyarı: 10-15 cm boyunda, üzeri ufak kabarcıklı, çok lezzetlidir. Körpe iken koparılıp turşu yapılmaktadır.

    3. Acur hıyarı: 80-120 cm kadar uzayabilen, açık yeşil renkli, hafif çizgili, eti sert bir çeşittir.

    4. Maraş hıyarı: Küçük, yeşil renkli ve fazla verimlidir. Erkenci olduğundan güneyde ilk turfanda olarak yetiştirilir.

    Kullanıldığı yerler: İçinde bol miktarda su vardır. A ve C vitaminleri çoktur. Genellikle çiğ sebze olarak yenilir. Turşusu yapılarak kışın yenmek üzere saklanır. Ayrıca yatıştırıcı ve deriyi yumuşatıcı etkisi vardır. Deri merhemlerinin yapımında ve kozmetik sanayiinde kullanılır.

  • Sivri Biber

    Acı biberler baharat olarak sıkça kullanılır. Domates biberinin salçası yapılmakta ve ayrıca biberler, türlü yemeklere katılmaktadır.

  • Turp

    Sarı çiçekli, kültürü yapılan bir yıllık bitkiler. Birçok çeşitleri kökü veya tohumu için yetiştirilir. Salata olarak yenen bir sebzedir.ÊBitkinin yenen kısmı da etli olan kazık kökleridir.

    Kullanıldığı yerler: Tohumları % 35-50 yağ taşır. Uyarıcı, iştah açıcı, safra söktürücü ve mikropların üremesini önleyici özelliklere sahiptir. Eski tarihlerde salgın hastalıklara karşı önleyici olarak turp verildiği bilinmektedir. Kazık kökleri sebze olarak yenir.

    Memleketimizde birçok turp çeşidi yetiştirilmektedir.

    Karaturp (Raphanus sativus var. niger): Kökleri yumruk büyüklüğünde, üzeri siyahımsı kabuklu, içi beyaz renklidir. Hardal esansı ve C vitamini ihtiva eder. Kökleri salata olarak yenir. İştah açıcı, idrar ve safra söktürücü etkileri vardır.

    Kırmızıturp (Raphanus sativus var. radicula): Bu çeşidin kökleri ceviz büyüklüğünde üzeri parlak kırmızı renklidir. Hardal esansı, C vitamini taşır. Salata olarak yenir. Kuvvet verici, iştah açıcı ve balgam söktürücüdür.

    Yabaniturp (Raphanus raphanistrum): 20-50 cm boylarında, sarı çiçekli, Anadolu’da yabani olarak yetişen, tüylü ve otsu bir bitkidir. Kökü ve yaprakları hardal esansı taşır. İştah açıcıdır.

  • Üzüm

    Asmanın meyvelerine verilen isim. Üzümler genellikle asmada yetiştirilir. Hemen hemen her toprakta yetişir. Fakat bakımı zordur. Aksi halde külleme vs. gibi hastalıklar olur. Verim ve kalite düşer. Üzümün şekli, rengi ve büyüklüğü çeşitlerine göre değişir.

    Çekirdekli veya çekirdeksiz cinsleri vardır. Olgun üzüm meyveleri yeşil, sarı veya mor renklerde olabilir. Memleketimizde üzüm çeşitlerinin başında razaki, çavuş, kürt, müşküle, misket, keçi memesi, çekirdeksiz, yapıncak gelir.

    Memleketimizde üzümler çeşitli gayelerle yetiştirilir:

    1) İhracat yönünden oldukça önemli olan kurutmalık üzümler,

    2) Yemeklik üzümler,

    3) Şıralık üzümler,

    4) Şaraplık üzümler.

    Türkiye’de üretilen üzüm miktarı yılda ortalama dört milyon ton civarındadır. İhracatta da diğer ülkelerin başında yer almaktayız. Dış satışımızın başında da çekirdeksiz üzüm gelmektedir. Üzüm satımında sırayla Türkiye’nin ardından Yunanistan, Avustralya, İran ve ABD gelir.

    Kullanıldığı yerler: Üzüm iyi bir gıda maddesidir. Üzüm, şekerler, organik asitler, B ve C vitaminleri, tanen taşır. Tıpta idrar arttırıcı, sindirim kolaylaştırıcı, müshil ve kuvvet verici olarak kullanılır. Taze üzümün sıkılmasıyla elde edilen usareye şıra denir. Kuvvet verici ve gıda olarak kullanılır. Şıranın ısıtılarak koyulaştırılmasıyla pekmez, bunun da yoğunlaştırılmasıyla bulama elde edilir. Ayrıca, üzüm şırasından çeşitli yiyeceklerde istifade edilir.

Son Görüntülenenler
Kategoriler
Ürünleri karşılaştır (0 Ürünler)